Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından otistik spektrum bozukluğuna sahip insanlara dikkat çekmek amacıyla her yılın 2 Nisan günü Dünya Otizm Farkındalık Günü olarak belirlenmiştir. Dünyayı etkisi altına alan otizm anne karnında ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan beynin sinir sisteminde karşılaşılan gelişim problemleridir. En belirgin otızm belirtileri; erken çocukluk döneminde gerçekleşmesi gereken sosyalleşmenin kısıtlı ya da hiç olmaması, bakım veren ile göz teması kurmaması, tekrar eden belirli hareketlerdir.
Otistik ne demektir?
Otistik, genelde erken çocukluk döneminde kendini gösteren ve bireyin hayatı boyunca devam eden nero gelişimsel bozukluktur. Yaşamın başlarında sosyal etkileşim eksikliği oldukça barizdir. Göz göze gelmekten kaçınma, ayına uygun oyunları oynamama ve ilgisiz davranma, yine ayına uygun çıkarabileceği sesleri çıkarmama gibi ebeveynlerin gözlem yaparken fark edebilecekleri farklılıklardır.
Otizm Belirtileri
En önemli otizm belirtisi sosyal ilişkilerin zayıflığıdır. Bu sosyal ilişki zayıflıkları arasında insanlara karşı huzursuz davranması, bebeklerin maddenin sürekliliğini kavramaya başladığı cee-e oyununu oynamak istememesi, seslenildiğinde tepki vermemesi gibi davranışlar sayılabilir.
Bebeklerin anne karnından itibaren bazı sesleri duyabildiğini biliyoruz. Örneğin müzik dinlemek, yüksek sese maruz kalmak bebeği anne karnında hareket ettirir. Oysa dünyaya gelen otizmli bireyler müzik duyduğunda ilgilenmezler.
Otizm belirtileri bazen bariz şekilde ortadayken bazen ebeveynler geçici bir süreç olarak görüp önemsemeyebiliyorlar. Basit ama gözlem gereken otizm belirtilerini gözden kaçırmamak hayati önem taşır. Örneğin yürüteç kullanan çocuklar parmak ucunda yürüyebilir. Yürüteç kullanımının deformasyon olarak niteleyebilirler. Ama genel gözlem yapılarak altında yatan nedenin otistik bir sorun olup olmadığı tespit edilmesi önemlidir.
Bebeklerde Otizm Belirtileri
Günümüzde hamilelikten itibaren otizmi tespit edebilmek için rutin testler yapılmaktadır. Ve bu noktada otizmli bireyin tespiti aileyi neyin beklediği ve aile bebeği doğumla beraber karşıladığında ne yapacağını bilmesi konusunda büyük farkındalık sağlıyor.
Bebek beslenirken bakım veren ile yüz yüze gelmekten kaçınması ve göz teması kurmaması, ellerini orta hatta birleştirmemesi, izlememesi ismi söylendiğinde dönüp bakmaması bebeklerde otizm belirtisi olarak ilk etapta göze çarpmaktadır.
Otizmin nedenleri
Otizmli bireylerin sayısı günümüzde gittikçe artmaktadır. Dünya otizmin farkına daha çok varmaktadır. Otizmle farkındalığı artırmak ve bu konuda gerekli çalışmalar yapabilmek adına çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Nedenleri hakkında yapılan incelemelerde birden fazla neden tespit edilmektedir. Bu tespitler netleşmiş değildir fakat otizmi, anlamak ve otizme ışık tutmak adına her bir bulgu değerlidir. Genetik faktörler önemli rol oynarken anne hamileyken annenin aşırı maruz kaldığı hava kirliliği ve pestisitler neden olabilir.
Otistik Çocuğun Özellikleri
Otizmli çocuklar, hareket sistemini oluşturan sinirler farklı çalışabilir. Kimi çocuk aşırı hareket etmek isterken kimi çocuk sakindir, hareketleri abartılı değildir. Sosyal ilişki zayıflığı sevgimizi göstermek isterken de ortaya çıkabilir. Sarılmaktan ve öpülmekten hoşlanmayabilirler. Bunun yerine nesnelere ilgi gösterirler. Bazen de her şeye ilgisiz kalarak çevreleriyle bağlantı kurmak istemezler.
Otizmli Birey Özellikleri
Otizm genelde 3 yaş öncesi kendini belli eder. Otizmli bireylerin diğer bireylerden farlı olarak ilk başta göze çarpan özelliği iletişim yoksunluğudur. Diyalog kurmada oldukça yetersiz kalırlar. Kendilerine güven ortamı yakınları tarafından sağlanmalıdır. Otizmli bireyler güvenliklerini sağlayabilecekleri seçimler yapamayabilirler.
A-Tipi Otizm nedir?
Otizmle karıştırılabilen fakat otizm kadar ciddi sorunların varlığına işaret etmeyen bir bozukluktur. A-Tipi Otizm bireyleri bir birbirinden farklı özellikler gösterebilir. Kimisi ışığa, kokuya aşırı duyarlıyken kimisi çevresine karşı oldukça duyarsızdır. Rutinden şaşılması onları huzursuz eder. Bir sonraki adımın değişmesinden rahatsızlık duyarlar.
Ebeveynler, tanı konulduktan sonra sistematik bir şekilde eğitime odaklanmalıdırlar. Hayata ayak uydurabilmeleri için yoğunlaştırılmış bireysel eğitim, A-Tipi Otizm bireyleri gibi tüm otizmli bireyler için değerlidir.
Tüm sağlık sorunlarında olduğu gibi otizmle mücadele de erken tanı yaşamsal bir rol oynar. Erken tanı konan bireyler ve onların aileleri bir yol haritası belirleyerek bu süreci daha sağlıklı bir şekilde yönetebilirler. Kilit nokta 32 ay öncesi dönemde bebeğin aylık gelişimlerini düzenli takip etmek ve tanı konulursa yoğunlaştırılmış eğitimi aksatmamak.